Dün Gezi davasının duruşması vardı..
Bekliyorsunuz ki, üzerinden 9 yıl geçtikten sonra, o isyan sırasında gencecik insanları sokağa çıkartarak ölümlerine sebep olanlar bir özeleştiri yapsınlar..
“Üç tane ağacın bir yerden sökülüp, bir başka yere dikilmesi üzerinden oluşturmak istediğimiz algı yanlıştı. 14 yaşında çocukları sokaklarda polise taş attırdığımız için suçluyuz.. Polis araçlarının ters çevrilip, üzerine çıkan hem de avukat kimlikli kişilerin eylemlerine sebebiyet verdiğimizi, desteklediğimiz için utanç duyuyoruz.. Ölenlerden ailelerinden kamu mallarına verdiğimiz zararlardan dolayı özür dileriz” desinler..
Bunu deseler..
Veya en azından..
“Gezi isyanı sırasındaki polise yönelik saldırıları kınıyoruz. Biz o saldırılara destek vermedik. Bugün de onaylamıyoruz” deseler..
Gezi isyanına katılmış olsalar da, “suç niteliğindeki görüntülere onay vermiyorlar” deyip..
“Gezi isyanının sorumluları arasında varlar mı, yoklar mı, sıhhatli bir araştırma yapılmalı” diyeceğim..
Ama onlar..
Gezi isyanının tamamına sahip çıkıp..
Hatta dün sanıklar hakkında verilen cezaların açıklanması sonrasında, “Her yer Taksim, her yer direniş” diyerek hâlâ o suç niteliğindeki eylemleri savunmaya devam ediyorlarsa..
Kim, Osman Kavala’ya verilen cezanın yanlış olduğunu iddia edebilir?
Kim, diğer sanıklara verilen cezaların haksız olduğunu söyleyebilir?
“Her yer Taksim, her yer direniş” diyerek 14 yaşındaki Berkin Elvan’ı, sokağa çağıranlar siz değil miydiniz?
Berkin Elvan, sabahlara kadar, polise direniş gösterirken, siz o çocukları alkışlayarak, cesaretlendirmiyor muydunuz?
Dolayısı ile, Berkin Elvan’ın polise direnirken ölümünde, “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganı atanlar sorumlu değil mi?