Ne demişti, darbeci Mucip Ataklı’nın yeğeni Can Ataklı?
“Tayyip Erdoğan’ın gitmesi için, teknik açıdan darbe yapmak bana göre çok zor.
Peki neler olabilir? Çok büyük bir halk öfkesinin olması lazım. (…)O’na en büyük desteği veren cahilleştirilmiş ve yoksullaştırılmış halka ne zaman ekmek veremez hale gelirse o zaman gider. Büyük bir doğal afet, büyük bir deprem, büyük başka bir doğal felâket... Büyük yangınlar, deprem, çok büyük can kaybına yol açacak sel felâketi gibi...”
Çarpıtmıyorum, ifadeleri değiştirmiyorum, uydurmuyorum..
Şunun şurasında 4 ay önce, birebir bu cümleleri kurdu, darbecinin yeğeni..
İnsan olan, düşman olarak bellediği Tayyip Erdoğan’ın gitmesini ne kadar istiyor olursa olsun, dillendirdiği ihtimaller için, “Allah korusun” der..
“Ben ‘Büyük yangın’ diyorum ama.. Allah bize böyle bir şeyi yaşatmasın” der..
Temennisini dillendirir..
Erdoğan düşmanlığı, bu adamları öyle bir hale düşürmüş ki, “Büyük yangın, büyük deprem, büyük askeri başarısızlık”tan bile medet umar hale gelmişler..
Ve “kötüyü istedikleri” için mi..
Bizler için “bir imtihan olması” açısından mı, sonunda “büyük.. büyük.. büyük” diye sıraladıkları ihtimallerden, “Büyük deprem” gerçekten yaşandı..
Peki muhataplarımızda, amaçlarına ulaştıklarına dair bir belirti var mı?
Olması için, “Halk öfkesi” gerekiyordu..
İlk konuşmasında, darbecinin yeğeni, öyle demişti, çünkü..
Bakıyoruz..
Yaşanılan tüm acılara rağmen, depremzede insanlarımız olayları tevekkülle, sabırla karşılamaya gayret ediyorlar..