Her gün seçim olsa, ne güzel olur..
Niçin söylüyorum bunu?..
Önceki gün İstanbul Sultangazi’de, ormanlık alanda alkol aldıktan sonra yolda polis çevirmesine denk gelen gençlerin, büyük ihtimalle “alkollü yakalanmayalım, ceza ödemeyelim” düşüncesi ile “dur ihtarı”na uymayıp kaçmaları ve sonrasında da açılan ateş sonucu araçtaki iki kişinin ölümü ile sonuçlanan haber, beni ciddi anlamda üzdüğü için..
Alkol alsalar ne olur, almasalar olur?
Gencecik yaşta, iki kişi, “alkol” ile başlayan bir sebepler yumağında hayatlarını kaybettiler..
Diyeceksiniz ki, “İyi de, her gün seçim olsa, ne değişecek ki?”
Hemen hatırlatayım..
Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun’un 79. maddesinde bir yasaklama var..
Ne deniyor o maddede?
Başlık şöyle: “İçki ve silah taşıma yasağı”
Madde metni de şöyle:
“Madde 79 – Oy verme günü, her ne suretle olursa olsun, ispirtolu içki satılması, içkili yerlerle umumi mahallerde her çeşit ispirtolu içki satılması, verilmesi, içilmesi yasaktır.
Oy verme günü, bütün umumi eğlence yerleri oy verme süresince kapalı kalır. Eğlence yeri niteliğini haiz lokantalarda yalnız yemek verilir.”
Ne güzel, değil mi?..
Hem kamu sağlığı, hem bireysel sağlık için, alkolün zararlı olduğunu herkes kabul ediyor..
Zararlı olduğu kabul ediliyor ki, seçim günü ile sınırlı da olsa, laikçi sistem tarafından bu yasak konulmuş.
Son yıllarda kanuna giren bir madde değil bu..
1961’de kanun kabul edilirken, ilk halinde bu yasak varmış.
1961 öncesinde de varmış ama..