Dün, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu’nun, DHKP/C sempatizanlarına desteğini yazmıştım..
İstanbul Barosu’nun, ayna hafta içinde bir açıklaması daha varmış.
Hürriyet gazetesinin avukatı Erem Turgut Yücel ile Doğan Holding yöneticisi Yahya Üzdiyen’in gözaltına alınmaları ile ilgili yaptıkları açıklamada, “hukuka aykırılıklar” kendilerince bir bir açıklanmış.
Baro temsilcisi aramada olmalı mıydı-olmamalı mıydı tartışmasında, benim tavrım net: “Olsun, zararı yok!”
Ama benim itirazım, Baro Yönetim Kurulu’nun, suça ve şüpheliye destek verdiği görüntüsü..
Arama, hukuka aykırı imiş..
Aramada ne bulunmuş ki, hukuka aykırılığı gündeme getiriyorsunuz?
Şu an itibari ile, suç delili olabilecek bir veri bulunmadığı halde, “arama hukuka aykırı” denilirse..
Burda öncelik hukuka değil, suç işlediği iddia edilene veriliyor demektir..
Ki, hemen belirteyim..
O gözaltılarla ilgili olayı, yıllar öncesinden beri defalarca yazdım.
Dönen dolapları, yakınen biliyorum..
İstanbul Barosu’nun da.. Böylesi vahim bir olayda, Doğan Holding’in sözcülüğüne soyunmaması gerekirdi..
Soyunacaksa da, daha önce medyaya intikal etmiş o konudaki iddiaları bir incelemesi gerekirdi.
Neydi o iddialar?
Aydın Doğan ve grubunun birçok ceza ve vergi davasında mahkumiyetten kurtulmak için, FETÖ grubuna bağlı avukatlarla çalışarak ve himmet ödeyerek kurtulmayı tercih etmesi..