Değil 6’lı ittifakı, yanına diğerlerini de alın.
Hepsini üst üste koyun..
Böyle bir atak yapmaya, “yürekleri var mıdır” diye sormayacağım..
“Anlamını kavrayıp da, ne cevap verirlerse, ne sonucu olur, ne cevap verirlerse Türkiye’ye ne kazandırırlar, ne kaybettirirler, hayallerinden bile geçirebilirler mi?” diye soracağım..
Cevap alamayacağımı bilerek...
Konu ne?
Rusya ile Ukrayna’nın savaşında, Nato’nun kıvılcımları malum..
Kavga zaten, Ukrayna’nın Nato üyeliğine adım adım ilerlemesinden başladı..
Tarihi ortaklıkları, sınırdaş olmaları, Rusya karşısındaki Ukrayna’yı ilk hedef haline getirdi..
Ama..
“İsveç ile Finlandiya, Ukrayna’nın başına gelenler, bizim de başımıza gelebilir mi” diye kara kara düşünüp.
“NATO üyeliği” konusunda bir atak yaptılar..
Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, ülkesinin NATO’ya resmi başvuruda bulunacağını açıkladı.
İsveç’den de resmi yetkililer, benzer açıklama yapıp, “NATO’ya üyeliğimiz oybirliği ile kabul edilir” tahmininde bulundular.
Türkiye anında refleks gösterdi..
“Hoop beyler.. Kendi kendinize gelin güvey olmayın” dedi..
Bir yandan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bir yandan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğinin öyle çantada keklik olmadığını hatırlattı.
Erdoğan konuyu şöyle izah etti:
“İsveç ve Finlandiya ile ilgili gelişmeleri takip ediyorum. Ama olumlu bir düşünce içerisinde değiliz. Çünkü daha önce Yunanistan’la ilgili NATO konusunda bir yanlış yaptılar bizden önceki yönetimler. Ve Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı NATO’yu da arkasına alarak takındığı tavrı biliyorsunuz. Bu konuda ikinci bir yanlışı Türkiye olarak işlemek istemiyoruz.”
Anında geliştirilen reflekste, bir taşla vurulan 10 kuşu görüyor musunuz?
Bir yandan 12 Eylül darbecilerinin, Yunanistan’ın NATO üyeliğine onay vermesine gönderme yapılıyor, bir yandan da aynı Yunanistan’ın Türkiye aleyhinde terörist faaliyet gösteren örgütlere desteği hatırlatılarak, aynı yanlışı tekrarlamayız uyarısı yapılıyor..
Belki en başta söylemem gerekirdi..