Haydi gelin, “hak ile batıl” mücadelesini, görmeyin..
Süslü cümlelerle, entel-dantel yorumlarla, “Hangi çağdayız. Eski söylemleri bırakalım artık. Hak-batıl mücadelesi türünden söylemleri terkedelim.. Uç söylemleri bırakalım..” söylemini bize dayatanlara, buyrun hak verebiliyorsanız, verin..
Kavgayı başlatan kim?
İsveç’te bir şarlatan..
Hiç kimse, ona gidip, yaşam şeklini zorla değiştirtmeye kalkışıp, “Bu Kur’an-ı Kerim’dir. Buna saygı göstermek zorundasın. Haydi al, bunu oku. Öp, başının üstüne koy” demiş mi?
Dememiş..
Hiç kimse ona gidip, başına silah dayayıp, dünya görüşünü değiştirmesini isteyip, “Bu Kur’an-ı Kerim’de namaz kılmak farz olarak belirtilmiş. Haydi kalk, iki rekat namaz kıl” demiş mi?
Dememiş.
Ama bu şarlatan, milyarlarca müslümanın kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’i, bizlere hukuk devleti” olarak tanıtılan..
“Dinlere, dindarlara saygılı” olunduğu öne sürülen..
“İnsanların fikirlerine önem veriliyor, kimseye inancından dolayı zorbalık yapılmıyor” denilen bir ülkede..
Hepimizin inancına küfür edilircesine..
Kimse, “Tam da işte orada fikir özgürlüğü olduğunun kanıtı bu.. Bak adamlar, Kur’an’a saygısızlık edenin de görüşüne zorbalık yapmıyorlar” türünden bana maval okumasın..
Hz. İsa’ya.. İncil’e.. Onların tabularına dokunulduğunda neler yaptıklarını çok iyi biliyoruz..
Kaldı ki..
Düşünce özgürlüğü, “Ben şu düşüncedeyim” demekle sınırlıdır..