Aman Allah’ım..
Bunlar, bu ülkede İçişleri Bakanlığı yapmış..
Bunlar, bu ülkede ilçe belediye başkanlığı yapmış şimdi de büyükşehir belediye başkanlığı yapıyorlar..
Nasıl bir ülkede yaşıyoruz..
Nasıl bir kirli siyaset ile karşı karşıyayız..
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde işe alınan binlerce kişinin olduğunu, bunların bir kısmının terör örgütleri ile iltisaklı bulunduğunu belirtiyor..
Ekrem İmamoğlu, devlet düzeninin d’sinden haberi yok ki..
Her iltisaklı kişinin cezaevinde olması gerektiğini sanıyor olmalı ki..
“Gel tutukla o zaman” cevabı veriyor.
Hukukçuları hatırlatmış olmalı..
Her örgüt iltisakı olan sanık, mutlaka tutuklanmaz. (Bu gezici takımı da zaten, Osman Kavala’nın tutuksuz yargılanmasını istiyor ya.. Demek ki, her tutuksuz kişi, pir-pak demek değil.. Yargılanıyor olabilir.. Yargılamanın sonunda mahkum olabilir..)
Bazılarının tutuksuz yargılaması yapılır ve mahkeme sonuçlandığında mahkum olursa, cezası kesinleştikten sonra tutuklanır.. Bazen de..
Küçük küçük cezalar söz konusu olduğunda, mahkumiyetin cezaevinde yatmayı gerektirecek boyutta olmaması sebebi ile, mahkumiyet kesinleştikten sonra bile cezaevine girilmez...
Tüm bu bilgiler ışığında, tekraren belirtelim ki, cezaevinde yatmak, yatmamak ayrı..
Terör iltisaklı kişilerin belediyelerde, kamu kurumlarında (eski hükümlü statüsünde çalışmalar ayrı bir konu) çalıştırılmaları ayrı..
Ekrem İmamoğlu, artık bunu öğrenmiş olmalı..
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ekrem İmamoğlu’nun “Gelin, sabıkalı var ise, tutuklayın” çağrısından sonra, yeniden bir açıklama yaptı.. Müfettiş incelemesinin başladığını belirtti..
Bir önceki aşamada, “Gelin, iltisaklıları tutuklayın” diye meydan okuyan Ekrem, bu sefer bambaşka bir söyleme evrildi:
“İBB ve iştiraklerinde bir kişinin işe giriş prosedürleri bellidir. Eğer işe almaya karar vermişseniz ondan birtakım belgeler istersiniz. Bu belgelerin içerisinde adli sicil kaydı vardır.”