2 Ekim 2018’de, Suudi Arabistan İstanbul Konsolosluğu içinde bir cinayet işlenmiş.
Katiller, Suudi Arabistan vatandaşı.
Öldürülen, daha doğrusu cesedi yok edilen, Suudi Arabistan vatandaşı..
Cinayetin işlendiği alan, Suudi Konsolosluğu içi.
“Ha”, deyince hukuka uygun şekilde içeri giremeyeceğiniz bir alan..
Cinayetin başka yönleri de var.
Daha önce ABD’deki Suud Konsolosluğu içinde aynı cinayetin planlandığı. Olmadığı takdirde İngiltere’de düşünüldüğü.
Sonra birden İstanbul’un tercih edildiği iddia edildi.
İstanbul’un tercih edilmesinden sonra dahi, olayın dış bağlantıları konuşuldu..
Cemal Kaşıkçı’nın yenilemesi gereken pasaportunu almak üzere, İstanbul’a gitmesinin, ABD’deki konsolosluk aracılığı ile organize edildiği iddia edildi..
Tüm bu ayrıntılarına rağmen..
Suud Konsolosluğu içinde yaşanan bu cinayetin delillerine, Türk yetkililer olabildiğince el koyup, yargılamasını yaptılar.
İddianame hazırlandı, duruşmalar yapıldı.
Ama sanıklar, iddialara göre Fransa’ya gittikleri halde. Londra’ya gittikleri halde. ABD’ye uçtukları halde.. (Gizli uçuşlar veya sahte evraklı seyahatler).
Hiçbirisi Türkiye’ye giriş yapmadıkları için, ifadeleri alınmadı..
İfadeleri alınmayınca da, dosyada ilk aşamada elde edilen deliller dışında, bir arpa boyu yol alınamadı.