Hani Milli Nizam Partisi’nin kuruluşuna, kapanma sürecindeki kısa süreli hayatına, diyelim ki yaşı tutmuyor olsa bile..
Milli Selamet Partisi ile birlikte siyasi hayata atılmış olur..
“Acaba” deriz..
MNP’de yokmuş ama..
Tayyip Erdoğan ile birlikte, mahalle teşkilatından il teşkilatına kadar her birimde MSP’nin bir neferi olarak omuz omuza çalışmış isimlerden birisi olur..
“Belki de” diye başlayan, muhteremin hakkında iyimser cümleler kurarız..
12 Eylül darbesinden sonra, insanların gölgesinden korktuğu o zor yıllarda, “Ben varım” deyip, Refah Partisi’nde siyasete atıldığını gösterir.
“İşte bak” der, övücü cümlelere geçeriz.
O yıllara kadar, siyasetten hoşlanmıyordur, ama Refah Partisi kapatıldıktan sonra, “İşte bu kadarı fazla.. Ben 28 Şubat kararlarının alındığı 1997’den hemen sonra, Silahlı Kuvvetler Akademisi ve Harp Akademilerinde misafir öğretim üyesi olarak ders vermiş bir hoca olarak, buna dayanamam. Siyasete atılıyorum.. Fazilet Partisi’nin kurucuları arasında yer alıyorum” demiş olur..
“İşte zor dönemin adamı” der, yiğitliğini kabul ederiz..