Dün 10 Muharrem idi..
Kerbela şehidleri Hz. Hüseyin ve arkadaşlarının şehadet yıldönümü..
Birçok etkinlikle, Hz. Hüseyin ve şehid arkadaşları anıldı..
Anma törenlerinden birisine de, Halkalı’dakine de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu katılmış..
Ve o törende Kılıçdaroğlu da bir konuşma yapmış..
Konuşmada çok güzel, çok dikkat çekici, ibretamiz bir çelişkiye de işaret etmiş sayın Kılıçdaroğlu..
Toplumda sık sık şahit olduğumuz, siyaset dünyasında ise artık olağan hale gelmiş çelişkiyi, bakın ne kadar güzel özetlemiş, Kılıçdaroğlu:
“Hz. Hüseyin’e ağlayıp, Yezid gibi davranmak..”
Müthiş bir vurgu..
İnsanı titreten; riyakarlıkların altı kelime ile ifşası..
Maskeleri indiren özetin özeti bir cümle..
Benim gözümde bir anda, Latif Şimşek’in, Cemal Enginyurt ve (haydi koruması demeyelim, kendi savunmasındaki anlatımını doğru kabul edelim) danışmanının arkadaşından yediği yumruklar, iteklemeler canlanıyor..
“CHP Genel Başkanı, Latif Şimşek’e vicdansızca yumruklar atıldığı bir günde ‘Hz. Hüseyin’e ağlayıp, Yezid gibi davranmak..’ cümlesi kuruyorsa, demek ki sözünün hakkını da verecek” diye ümitleniyorum..
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının tamamını okumaya koyuluyorum..
Kılıçdaroğlu devam ediyor:
“Günümüzün Yezid’i anlayışına ama, fakat, ancak, lakin ile cümleler kurarak meşruiyet kazandırmamalıyız.”