Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeni politik tarzını kafalara yerleştirme yolunda, açıklamalarını sürdürüyor.
Değişik kesimlere, değişik sözler veriyor..
Bir dönem Süleyman Demirel’in yaptığı türden “Onlar ne veriyorlarsa, ben bir fazlasını vereceğim” şeklinde özetlenen ekonomik alandaki vaatleri de bir kenara bırakalım..
Dünya genelinde petrolün varil fiyatının son 5 ayda yüzde 110 arttığı bir ortamda, “benzin-mazottaki fiyat yükselişleri”ni “İktidarın yaptığı zamlar” diye tanımlamasını ve kendileri iktidarda olsalar, bu zamları yapmayacaklarmış gibi algı üretmelerini bir kenara bırakalım..
Dünya genelindeki fiyat yükselişlerine rağmen Türkiye içinde zam yapmama becerileri var ise, İstanbul Halk Ekmek ve Ankara Halk Ekmek’in; enerji fiyatlarında, un fiyatlarında yükseliş de yaşansa, ekmek fiyatlarını 1,25’den hem de niye 2 TL’ye çıkarttıklarını izah edememelerindeki çelişkiyi de bir kenara koyalım..
CHP Genel Başkanı’nın yargı ile ilgili vaatlerini, terör örgütleri ile ilgili sözlerini masaya yatıralım..
Kılıçdaroğlu’nun dün Diyarbakır’da yaptığı açıklamalar, verdiği sözler, tam bir tiyatro oynadığının tescili konumunda..
Ne diyor, Kılıçdaroğlu?
Terör örgütü suçlaması ile yargının işlem yaptığı kişilere yönelik taahhütlerde bulunuyor..
Daha önce “İktidara geldiğimizin ilk haftasında KHK ile ihraç edilen ‘Barış İçin Akademisyenler Bildirisi’ne imza atanları işe iade edeceğim” demişti..