Yine Lozan Sözleşmesi’nin imzalanmasının yıldönümünde, aynı tartışmayı yapıyoruz..
Bir kesim “Lozan zaferdir” diyor..
Bir kesim ise “hezimet” diyor..
Bu girişle birlikte, ilk kanaatiniz oluşmuştur..
Durduk yerde bir olaya “zafer” deniliyorsa..
Orda, gizlenmek istenen bir şeyler olduğu akla gelmez mi?
Lozan hakkında daha kimse bir şey demeden..
Türkiye’yi yönetenler, “Zaferdir zafer” diye tanımlama yapıyorlar..
Bu tanımlamayı, zafer kazandıklarını iddia ettikleri düşmanlara karşı yapsalar..
Yine gam yemeyeceğim..
“Cevabını onlar versinler” diyeceğim..
Ama, Lozan Sözleşmesi’nin diğer tarafları ile yan yana geldiklerinde, sıkı-fıkı dostluk görüntüleri verenler..
Diplomatik nezaket adı altında; eşini, zafer kazandığımız devletin başkanının koluna takanlar..
Sonra dönüyorlar, bu milletin özbeöz evlatlarına, “Lozan, zaferdir zafer” diyorlar..
Geçin Yunan’ın karşısına, bunu söyleyin..
Geçin İngiliz’in, Fransız’ın, İtalyan’ın karşısına “bu bir zaferdir” deyin..
Bu milletin özbeöz evlatlarına karşı mı bir zafer kazandınız ki.. Bize “Bu zaferdir” diye, kabul ettirmeye çalışıyorsunuz..
“Şecaat arz ederken merd-i kıpti, sirkatin söyler” atasözümüz gereği..
Lozan’ın bir zafer olduğunu iddia edenler de..
Şecaat arz ederken..
Bize Lozan’ın zafer olduğunu ispat etmek için saldırırlarken..
Bakın nasıl suçüstü oluyorlar..
Kafalarındaki yanlışları nasıl itiraf etmiş oluyorlar..
Lozan’ın zafer olduğu tezini işlemek için, karanlık odanın karanlık tarihçileri oturmuşlar, arşivlerden bazı pasaport kayıtları çıkarıp, dün bir haber yapmışlar..
“Lozan’ın yıldönümü… Anlamı için bu pasaportlara bakmak yeterli” demişler..
Biz de, her daim doğruyu arayan insanlar olarak, belki atladığımız bir gerçeği bu vesile ile öğrenmiş oluruz arayışı ile..
Lozan’ın yıldönümünde, Lozan’ın anlamını kavramak için, karanlık oda’nın yayınladığı pasaport haberine baktık.
Diyor ki, “Lozan zaferdir” iddiasında olanlar:
“Lozan anlaşması olmasaydı işgal altındaki topraklara pasaportla gidilecekti.”