Tarih 29 Ekim 2010.
Tam 6 yıl önce..
Işık Koşaner Genelkurmay Başkanı..
Önceki gün, Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’na ifade veren.
“Kime karışmışız? Harp Okulu’nun ortasında cami var. İstediği halde namaz kılamayan varsa söylesin” diyen Işık Koşaner...
Bir milletvekili, “Ben askerde iken namaz kılamıyordum. Cuma namazını hiç kılamadım” deyince de..
“Niye kılamadın, sana engel olan mı çıktı” diye atarlanan..
“Cuma saatine eğitim konulduğu”nu, dolayısıyla Cuma namazına gidemediğini söyleyen milletvekiline..
“Bak ne güzel taktik ile seni Cuma’ya gitmekten alıkoymuşuz..” der gibi..
Tepeden bakan..
Işık Koşaner..
Bir de ilaveten..
“Yüksek Askerî Şûra kararlarıyla silahlı kuvvetlerden personel ayrılması çeşitli şekillerde yanlış yorumlanarak, bazı basın tarafından halkımıza yanlış anlatılarak sanki ‘Namaz kılan atılıyor, işte içki içmeyen atılıyor’ gibi bir propaganda yapılarak Yüksek Askerî Şûra’daki faaliyetlerimiz bizim engellenmeye çalışıldı” deyince..
6 yıl önceki Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda yaşanan rezaleti hatırlatmak, artık vazife oldu..
Ne olmuştu, 6 yıl önceki 29 Ekim’de?
O günün gazetelerinden birisinin başlığı ile aktarayım:
“Çankaya’ya askerden başörtüsü boykotu!”
Üzerinden 6 tam yıl geçtiğinden..
Ve yeni nesil o günleri bilmediğinden, bu başlığın anlamını kavrayamayanlar çıkabilir.
Ben hemen bir giriş yapayım..
O yıllarda “Asker” dediniz mi..
Bazıları ayağa kalkıp, hazırola geçerdi..
Dolayısı ile..
“Askerden boykot da ne imiş” diye meraklanmayın..
Anlatacağız..