İstanbul Barosu’nda 6 yıl başkanlık yapan Ümit Kocasakal, stajdaki avukat adaylarına nasihatlerde bulunmuş.
Kocasakal’ın en önemli nasihati, “mesleklerine ve cübbelerine saygı göstermeleri” olmuş..
Diyeceksiniz ki, “mesleğe saygı”yı anladık da..
“Cübbeye saygı nereden çıktı?”
Onun da bir gerekçesi var..
Şöyle anlatıyor, Kocasakal, “cübbeye saygı” isteğinin arka planını:
“Çağlayan Adliyesi’nde her gün ortalama tuvaletlerden 40 tane cübbe toplanıyordu. Yahu insan cübbesini tuvalete bırakır mı? Bakın ben yeminle söylüyorum. Hayatım boyunca cübbem üstümde hiç tuvalete girmedim, giremem. Çıkarırım cübbemi, bir yere bırakırım. Öyle giderim.”
Vah vah vah..
İstanbul Barosu’nun “Anayasa değişikliği için avukatına sor” diye yaptığı çağrıya karşılık olarak, geçen hafta diyorduk ya..
“Hangi avukata soralım: Para için her davayı alan avukata mı? İnanmadığı davaya girmeyen avukata mı?” diye..
İşte laikçi kafanın avukatlık mesleğini getirdiği nokta burası, “Her gün 40 cüppe, tuvaletten toplanıyor!”
•
Doğrusunu söylemek gerekirse, “ideal” açısından ben de Kocasakal gibi düşünüyorum..
Fiilen avukatlık yaptığım dönemde, cübbe ile tuvalete gittiğimi hiç hatırlamıyorum.
Dahası var..
O yıllarda baroların verdiği cübbelerin yakası, bir karış yağ olduğu için.. Şahsi cübbemi çantamda taşırdım..
AK Parti hükümetinin barolara yaptığı yardımlar sayesinde..
Şimdi adam oldular..
Paraya boğuldular..
Sıfır cübbelerle avukatlara hizmet ediyorlar ama..
İşin kökeninde “kafa yapısı hatalı” olduğu için..
Bu sefer de cübbeleri tuvaletlerden topluyorlar..