Önceki gün başlayan bir tartışma..
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde işe alınan teröristleri sayıyor..
Ben isterim ki, işe alınanlar yüzlerce kişi olduğuna göre, bir kişiye takılmadan, hepsi için muhatapları cevap versinler..
Veremiyorlar..
Başkanın, geçen yılbaşı tatilini İsviçre’de kayak merkezinde (Uludağ’dan daha ucuz olduğu gerekçesi ile) geçiren basın danışmanı Murat Ongun, Bakan Soylu’nun açıklamalarını bir kişiye indirerek, iddialı şekilde, açıklamalar yaptı..
Bakan Soylu’nun sadece “PKK’lıyı aldılar” diye yaptığı eleştiriyi..
Adeta suçlarını itiraf edercesine..
İşi daha da vahim hale getirerek..
“Biz o kişiyi, şehit yakını olarak aldık” dedi..
Rezilliğe bakın.
Ahmaklığa bakın..
Şapşallığa bakın..
İçişleri Bakanı, “Muharrem Kılıç’ı almışsınız, o kişi, PKK’nın dağ kadrosundan” diyor..
İş bilmez, hukuk nedir, idarecilik nedir, şehit yakını kontenjanından işe alım nasıl olur bilmeyen şapşallar, “Hayır o kişinin PKK’nın dağ kadrosundan olduğuna dair bir iddiayı kabul etmiyoruz. Doğru değildir..” diye cevap vermeleri gerekirken..
2019 mahalli seçimlerinde, PKK’nın başı Murat Karayılan’ın, Kandil’den yaptığı açıklamadaki, “AK Parti’nin karşısında kim güçlü ise, ona oy verdireceğiz” desteğinin karşılığı olarak, PKK kontenjanından işe alınan kişinin terör örgütü ile ilişkisi hakkında bilgi vermeleri gerekir iken..
“Biz bu kişiyi işe alırken, şu imtihandan geçirdik. Şu liyakati sebebi ile vazgeçilmez bir eleman olduğunu tespit ettik. İşte yazılı kağıdı. İşte hiçbir torpil işlemediğinin belgeleri. Ayrıca şunlar şunlar da, kendisinin sabıka kaydı olmadığına, terör örgütü ile ilişkisi olmadığına dair güvenlik soruşturma belgeleri” demeleri gerekirken..
Şimdi sıkı durun.
Yedikleri haltı..
Beceriksizliği.
Şapşallığı..
İş bilmezliği itiraf ederek..
“O kişi şehit yakını” diyorlar..
Affedersiniz, siz kendinizi çok mu akıllı sanıyorsunuz?
Yoksa bizi mi aptal zannediyorsunuz?