Her ne kadar Saadet Partisi, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tek kelime edemese de..
İttifak yaptığı CHP’li yetkililerin birinin açıklamasının mürekkebi kurumadan, diğerinin “İstanbul Sözleşmesi’ni iktidara geldiğimizin ilk haftasında yeniden yürürlüğe sokacağız” demesine itirazda bulunamasa da..
Saadet’li kardeşlerimiz, abilerimiz; haklı olarak, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un Türkiye ziyaretine itiraz ettiler..
“İsrail’in Filistinlilere zulmü devam ederken, bu ziyaret de neyin nesi” dediler..
Haklıydılar..
Ama böyle bir dünya düzenindeyiz..
Mısır’ın iyi ilişkiler kurduğu..
Suudi Arabistan’ın aleyhinde konuşmayı yasakladığı..
BAE’nin ve diğer Arap ülkelerinin işbirliğine giriştiği İsrail’in cumhurbaşkanı, Türkiye’ye gelmek istediğinde..
Hele hele..
Saadet Partisi’nin de dahil olduğu muhalefet partilerinin sabahtan akşama kadar “Herkesle kavgalıyız. Bir tane dostumuz yok.. Dış politikada herkesle kavgalı olmak doğru değildir” söylemini geliştirdiği bir süreçte..
Ayağınıza gelmek isteyen bu Cumhurbaşkanı’na “Hayır gelme” nasıl diyebilirdiniz ki?
Denilemedi zaten.. Ama..
Yaptıkları yanlışlar, yüzüne karşı söylenebilirdi..
“Şunları şunları yapmayınız” hatırlatması yapılabilirdi..
“Bakın şu hususlarda çok hassasız” uyarısı aktarılabilirdi..