Onlar istedikleri kadar “Tek adam” desinler..
İşi daha da büyütüp, hakarete varacak şekilde “Diktatör” desinler..
Sonuçta Tayyip Erdoğan’ınşık bir hareketi..
Tüm söylenilenleri tersyüz ediyor..
“Tek adam” olsa..
Kafasında diktatörlük olsa..
Taa ilçe başkanı, il başkanı olduğu, siyasetteki ilk yıllarında..
Meyhaneleri dolaşıp, ordakilerle sohbet edip, dertlerini dinleyip, onlardan destek ister miydi?
“Diktatör”lük..
Ve kendi ideolojisine taban tabana zıt hayat tarzı sürenlerle fotoğraf vermek..
Mümkün değil, bir arada bulunamaz..
Gezi olaylarında da, benzer “duruş”u, aynı “samimiyet”i görmüştük..
Gezi isyancıları, ortalığı birbirine katarlarken..
Polis araçlarına saldırılar düzenleyip, kamu binalarında cam-çerçeve demeyip, talan ederken..
Gezi olaylarının mimarı konumundaki temsilcileri Başbakanlık’ta kabul edip..
Akşamın 23.00’ünden, gecenin sonuna kadar, 04.00’e kadar dinleyen de, “diktatör” suçlaması yapılan Tayyip Erdoğan idi..
Herhangi bir “diktatör”den bir müşahhas örnek getirsinler..
Muhaliflerini, en can yakıcı hareketleri sırasında..
Ortalığı savaş ortamına çevirdikleri bir süreçte..
5 saat dinlesin..
Tek bir örnek göstersinler..
Hani “Hitler” falan diyorlar ya..
“Mussolini” falan diyorlar ya..
Kimden getireceklerse..
Önlerinde yüzlerce yıllık dünya tarihi..
Bir tane örnek getirsinler..
Şu parantezi de açmak zorundayım..
Akşamın 23.00’ünde Gezi isyanının mimarlarını kabul ettiği gün..
Sabahtan o saate kadar, zaten çalışmış, yeterince yorgun düşmüştü, “diktatör”lükle suçlanan o tarihteki Başbakan..
Buna rağmen, “vıdı vıdı”dan başka bir içeriği olmayan Gezi isyancılarının anlatımlarını, 5 saat dinleme sabrını göstermiş, en nihayetinde DİSK sekreteri Arzu Çerkezoğlu’nun saygısız tavırları karşısında, kimseye “eyvallah”ı da olmadığını delikanlıca gösterip, toplantıyı terketmişti..