Gerekçeli karar tebliğ edildi de, haberdar olduk.
2 yıl hapis cezası (indirimi ile 18 ay) vermiş, hakim bey hakkımızda..
İnsanların canlarını verdiği bir ülkede, 2 yıl hapis cezası aldık diye, atarlanacak değiliz..
Şehadet haberi vermeye gidilen eli öpülesi “baba”nın, iki oğlu da askerde olduğu için, “Fatih mi, Ferhat mı?” diye sorduğu bir ülkede..
Çocukların, babalardan önce toprağa verildiği bir ülkede..
“Barış istiyoruz. Barış istiyoruz” diye tepinenlerin, partilerinin iki tane camları kırıldı diye, TBMM kürsüsünde, “Sorumlular için soruşturma açılmış mıdır, kaç kişi gözaltına alınmıştır” diye sorgulamalar yapıp, vurulan askerler için “Kınıyoruz” ile yetindikleri, riyakârlıkların tavana vurduğu bir dünyada..
Küçük küçük üzüntülerimizi, abartacak, ülkenin tek sorunu imiş gibi takdim edecek değiliz.
Ama kim bilir, belki de..
Bizler, gazeteci olarak vazifelerimizi tam yapamadığımız için..
“2 yıl hapis cezası” gerektiren bir tanecik değil, onlarca haber yapamadığımız için..
Terör örgütü yalakalarını tam deşifre edemediğimiz için..
PKK’sıyla, FETÖ’süyle, DAEŞ’iyle tüm terör örgütlerine ateş taşıyan hainlerin gerçek yüzlerini ortaya net olarak koyamadığımız için.
Haberi yapıp, arkasını pür dikkat takip edemediğimiz için.
Terör örgütleri meydanı boş bulmuşlar..