Biz tekil olaylara dair haberleri bile, derinlemesine araştırıp, muhatapları ile konuşup, arka planı ile birlikte okuyucuya vermeye çalışırken..
Sıradan bir ihtilafı bile, uzun uzun araştırıp, okura iletmeye çalışırken..
Bize sunulan bilgilere de, “Acaba bir oyuna mı getirilmek isteniyoruz. Anlatılanlara şüphe ile yaklaşalım, araştıralım, bir şey kaybetmeyiz” derken..
Bu kapsamda, örneğin Berat Albayrak’ın istifasında..
“Aman ha aman.. Küçük bir tartışma olmuş olabilir.. İplerin hepten kopmasını sağlamak isteyenlerin bir oyunu tezgahlanmış olabilir..
Kaçan, göçen bir şey yok. Birkaç saat istifa iddiasını araştıralım, sonrasında nasıl olsa, haber doğru ise, zaten kamuoyu da bilecek, dünya da bilecek” diye yaklaşım gösterdiğimizde...
“Hah hah ha.. Berat Albayrak’ın istifasını haberleştiremediler” diye, kıt akılları ile bize ironi yapanlar..
Mafya babası Sedat Peker’in, çöktüğü şirketleri söylemeden, çökemediği şirketler üzerinden, “Onu da alamadık ya” hayıflanması ile, “O şirkette şu olmadı mı?” diye söze girip, “Bu şirkette bu olmadı” şeklinde, ucundan köşesinden bilgilerle, kamuoyunu yanıltıcı iddialarda bulunurken..