Sonra..
Hedefi büyüttüler..
“Gerekçe yazamıyorlar ki.. Ne yazsınlar? Gerekçede maç anlatacak halleri yok herhalde..” dediler.
Yine yetinmediler..
Hedefi biraz daha büyüttüler.
“Karara gerekçe falan beklemeyin.. Seçim yenilenecek, ama gerekçe yazılmayacak. Sonra da unutturacaklar, olay kapanacak” dediler..
Bunu isimsiz sosyal medya hesaplarından aktarmıyorum.
Sizin-benim vergilerimizle maaş alan, üniversitelerde kadrolu olarak çalışan, hukukçu profesörlerin resmi sosyal medya hesaplarından aktarıyorum..
50 bin TL para ödeyip, hukuk okuduklarını zanneden gençlerin gittikleri özel üniversitelerdeki anlı şanlı hukuk profesörlerinin açıklamalarından aktarıyorum..
Bunları okuduk..
Hayretler içinde kaldık..
Hani içimize bir kurt da düşmedi değil..
“Acaba, gerçekten gerekçeyi yazmadan, bu olayı bitirirler mi?” diye şüphe ettik..
Çünkü biz, onlar gibi, mankurtlar değiliz.
Devletin derinlerinden bir sinyal gelince..
“Emret komutanım” hiç demedik, demeyiz..
On defa tartar, bir defa söyleriz..