“Öncelikle Hollanda’nın, Almanya’nın ve bazı Avrupa ülkelerinin Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti bakanlarına yönelik kısıtlamalarını kınıyoruz” diyor Metin Feyzioğlu..
Kendisi Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı.
Türkiye’de “savunma” mesleği üzerine, kamu kurumu niteliğindeki en büyük kuruluşunun tepesinde bir isim..
Türkiye’nin bakanlarının yurtdışında tahkir edilmesine..
Temel hak ve özgürlüklerinin kısıtlanmasına....
Yüzlerce vatandaşımızın, kötü muameleye tabi tutulmasına..
Beyefendinin söylediği, söyleyeceği sadece şu: “Kınıyorum!”
Şunu diyemiyor herif: “Uluslararası mahkemelerde, Türk vatandaşlarımızın haklarını korumak için, derhal harekete geçilmiştir. İlk planda 100 avukat görevlendirdik.. İhtiyaç olursa, daha fazlasını da görevlendireceğiz. 80 milyonun haklarını koruma amacı ile hareket ettiğimiz için, görevlendirilen avukatların tüm masraflarını da baronun kasasından ödeyeceğiz.. Yurtdışında yaşayan ve mağdur olan tüm vatandaşlarımız için, ayrı ayrı şikayetler yapılacak ve mağduriyetlerin giderilmesi için gerekli davalar açılacaktır!”
Onun derdi, Cumhurbaşkanı’na laf yetiştirmek..
Gezi olaylarında nöbetçi avukat görevlendiren.
Türk polisine karşı, anarşistlerin sözde haklarını korumak için avukatlara 24 saat nöbet tutturan Barolar Birliği..