İki hafta önce, hayvanlara eziyet edilmesini önleyen kanun teklifi TBMM’de kabul edildi..
Bunu dahi yeterli görmeyen sözde solcular yine saydırmaya devam ettiler:
“3 yıllık ceza ne ki? Ertelemeye bile tabi olabilir.. Kimi aldatıyorsunuz? Cana yapılan eziyete, ödül gibi ceza bu..”
Samimi olsalar..
Canımız kurban..
Dürüst olsalar, gerçekten hayvanlara eziyet edilmemesini arzuluyor olsalar, kapılarında köle olurum..
Ama sahtekarlar.. Yalancılar.. Bir gün çevre üzerinden.. Bir gün hayvan üzerinden.. Bir gün başka şey üzerinden, sürekli algı operasyonu yapıyorlar.
Bir insan..
Hayvanlara bile..
“Bunlar sahipsiz. Allah bunları, bize karşı daha aciz yaratmış. Bunlara yardım etmek gerekir” derken..
Bunu yüzde yüz doğru olarak söylerken..
Biz de bu söylemi, alkışlarla desteklerken..
Nasıl olur da..
Aynı insan..
Aynı insan tiplemesi..
“Göçmenler kendi ülkelerine gitsin” der?
Diyebilir?
Kendisi demiyor olsa bile..
Yanıbaşında bunu söyleyenler olduğunda..
Onların yüzlerine tükürüp..
Nasıl olur da, onlara karşı “Namussuzluk yapma.. Katil herif, ne demek göçmeni kendi ülkesine yollamak?” diye haykırmaz?