Bu ülkede yıllarca, Milli Görüş çizgisindeki partileri suçladılar..
“Din eksenli siyaset yapılmaz. Haram-helal ayrı, dünya işleri ayrı” dediler..
“Günah-sevap başka, devlet idaresi başka” dediler..
“Haramın anlamı, Allah tarafından yasaklanan yanlış işler.. Ha ‘Haram’ demişiz, ha ‘Yanlış’ iş. sadece ‘Yanlış’ dediğimizde, kavram göreceli olabilir. ‘Allah’ın yasakladığı yanlış iş’ denildiğinde, konunun bir de uhrevi boyutu devreye giriyor. Kaçınmamız için, motive oluyoruz” desek de dinletemedik.
“Dini istismar ediyorsunuz” dediler..
“Helalin anlamı, Allah’ın yasaklamadığı işler demektir.. İnsanların özgürlük alanı olarak Allah’ın verdiği imkanları, başkalarının yasaklamaya yetkisi yok. Bu kavramları kullandığımızda, bir başkasını küfürle itham etmedikçe.. Kendimize daha kolay çekidüzen veririz. Günlük hayatımızda dini kavramlarla hareket etmemizde hiçbir sakınca yok” desek de kabul ettiremedik..
“Laik devlette, fetva ile iş yapılmaz” dediler..
“Devlet, fetvaya bakmaz” dediler..
“Devlet, dinden onay almaz” dediler..
Söylediğimizi söyleyeceğimizi boğazımızda düğümlediler..
....