“Küçük küçük eleştiriler”le ilgilenmeyince..
O küçük küçük eleştiriler, bir bakıyorsunuz, “devasa suçlamalar” için kapı aralıyor.
Görmezden gelinecek kadar önemsiz konulardaki basit isnatlar..
Bir gün bakıyorsunuz, “kocaman yalanlar” olarak karşımıza çıkmış.
Terör örgütü PKK ekseninde, destekçilerin söylemlerini bu bağlamda değerlendirebiliriz.
Gerekli cevap verilmeyince..
O kadar ileri gidiyorlar ki..
Resmen silahlı teröristleri savunur hale geliyorlar..
Somut olay, Kerem Altıparmak isimli bir sözde bilim adamının..
Koç beslemesi Cumhuriyet gazetesinde çıkan röportajı.
“Zor soru” başlıklı röportajda, şöyle tanıtılmış Altıparmak: “Twitter ve YouTube’un açılmasını sağlayan kararlar başta olmak üzere basın ve internet özgürlüğü ile ilgili mücadelenin önemli isimlerinden olan Altıparmak..”
Oysa..
Hafta içinde bir hakimin itirafları medyada yayınlandı..
YouTube kararının nasıl verildiğini ayrıntıları ile anlattı, FETÖ’cü hakim..
FETÖ’ye bağlı hangi abinin aradığını.
Nerede buluştuklarını.
Kararı hani yönde vereceği konusunda talimatın ne olduğunu..
Uzun uzun anlatmıştı FETÖ itirafçısı hakim..
Bu durumda, röportaj yapan Cumhuriyet muhabirine düşen ne?
Aktüel tartışmanın göbeğindeki soruyu sormak..
Kerem Altıparmak’a, “YouTube kararının iptali için dava açmıştınız.. Aynı konuda açılmış bir davayı karara bağlayan bir hakim de, itiraflarda bulundu.. FETÖ’nün baskısı ile karar verilmiş. Bildiğiniz ne var?” diye sorması gerekirdi..