MHK’nın amacı hakem yetiştirmek değil günü kurtarmak olunca bu
derbiye de yine Fırat Aydınus atanmıştı.
Bu derbiye kadar 90 maç oynandı. Bu maç dahil sadece 2 maçın VAR
odasında “uzman yardımcı” hakem vardı. Diğer maçlar değersiz mi?
Fırat Aydınus, tecrübesi ve kariyeri ile maça rahat başladı.
Hakemlerimizdeki klasik sarı kart göstermeme hastalığı ona da
bulaşmış.
15. dakikada Belhanda’nın Benzia’yı formasından net bir şekilde
çekerek umut vadeden atağı durdurmasını sadece ikazla
geçiştirdi.
24. dakikada Neustadter, Sinan’a faul yapınca maçın ilk sarı
kartını gördü. Bu pozisyondaki hareket biraz daha şiddetli olsaydı,
hareket kırmızı kartlık olurdu.
31. dakikada gelen G.Saray golü temizdi. Hasan Ali’nin düşmesinden
şüphelenen Aydınus, VAR’dan onay geldikten sonra oyunu
başlattı.
33. dakikada Elif sarı kart gördü. Ancak burada Sinan’a yaptığı
hareket sarı kart kriterlerine çok da uymuyordu.
62. dakikada Muslera’nın Isla’ya yaptığı harekete önce devam diyen
Aydınus, VAR müdahalesiyle pozisyonu tekrar izledi, doğruyu buldu
ve penaltıyı verdi.
72. dakikada gelen Fenerbahçe golü öncesinde top Valbuena’dan
dışarı çıktı. Ancak Aydınus, atışı Fenerbahçe’ye verdi. Taç atışı
sonrası gelişen atağın gol olması hakem açısından şanssızlıktı.
İkinci yarıda Alper, Sinan ve Isla’ya gösterilen kartlar doğru
idi.
Maçın bitiş düdüğüyle çıkan olayları başlatan oyuncuları ve suça
karışan görevlileri VAR’ın tespit etmesi gerekir. Jailson ve Hasan
Şaş’ın hareketleri geceyi çirkinleştirdi.