Uğur Dündar 30 Aralık tarihli yazısında Nazmi Kal’ın tanıklığıyla ilginç bir İmam Hatip tasvirine girişmiş. Nazmi Kal’ı benim gibi yeni tanıyanlar için kendisinin eski tüfek bir TRT belgeselcisi ve Dündar’ın “önemli kitaplar” dediği türden Kemalist kitaplar kaleme almış bir yazar olduğunu söyleyelim. Kal, kendisine Aydos İmam Hatip Okulunda “Atatürk’ü anlatması” teklif edilince şu cevabı veriyor: “Atatürk’ü anlatmak benim için ibadettir…”
Asıl mizah bundan sonra başlıyor. Zira yıllanmış bir Kemalist’in İmam Hatip tasviri şaşırılmayacak, garipsenmeyecek gibi değil. Ben bu tasviri en çok, ilkellerin topraklarına giden o eski “misyoner”lerin gözlemlerine benzettim.
Mesela müdür odasında asılı olan Atatürk fotoğrafıyla “Gençliğe Hitabe” şaşırtmış Kal’ı… Herhalde İmam Hatip deyince aklına Aczmendi dergahı geliyordu…
Dinleyici koltuklarında “açık ve kapalının yan yana oturmasına” dikkat çekmiş muhterem… Milli Eğitim’e bağlı bir okuldan nasıl bir tablo bekliyorduysa…
Nazmi Kal söyleşide “Atatürk’ün din ile ilgili görüşlerini” anlatmış. Halbuki alanı ekonomi…
“1929 yılına ait ilkokul 3. sınıf Din Dersi kitabını gösterip içinden bazı bölümler okudum.” diyor Kal ve 45 dk. sürmesi gereken söyleşiyi “devam, devam” haykırışlarıyla ancak 1,5 saatte bitirebiliyor.