Neler yediğimize, izlediğimize, dinlediğimize, beğendiğimize; nasıl düşündüğümüze ve neleri arzuladığımıza dikkat ediyor muyuz?
Eğer bunu yapıyorsak, yani hayatımızı, içinde deney farelerinin dolaştığı bir labirent gibi yukarıdan gözlemliyorsak, kendimizle ilgili bazı şeyleri görmemiz daha da kolaylaşır.
Şayet bunu yapıyorsak, iş hayatımıza hırsın, ilişkilerimize hükmetmenin, genel anlamda hayatımıza da başarının hakim olduğunu görürüz kolaylıkla. Hırs, hükmetme ve başarı...
Bütün bunlar ruhsal bir çatışmayı zorunlu kılıyorlar.
Eğer herhangi bir şeyi hırs içinde istiyorsak, farkında olmasak da günlük hayatımız bir çatışma alanına dönüşmüştür. Tabii, öncelikle kalbimiz...