Doğup büyüdüğüm şehir olarak İstanbul’un nasıl yönetildiği beni çok ilgilendiriyor. Sık sık toplu taşımayı kullanıyorum ve yeni dönemde ulaşımın nasıl organize edildiğini, nelerin aksadığını gözlemlemeye çalışıyorum.
Özellikle ulaşımla alakalı bir hayli soruna tanık oldum bu süreçte. Seferini tamamlamadan geri dönen tramvaylarda yolculuk yaptım mesela. İki durak arasında metrobüsten indirildik defalarca. Yüzlerce insan metrobüs yoluna dağılıp, diğer durağa yürüdük.
Metro istasyonlarında bir türlü yürütülemeyen merdivenlerse ayrı bir hikaye. Onlarcasını fotoğrafladım. Bazıları tabelada ilan edilen bakım tarihi geçtiği halde hala çalışmıyordu. Her gün genci yaşlısıyla yüzbinlerce insan yürümeyen merdivenler yüzünden eziyet çekiyor. İptal edilen seferlerden dolayı yaşanan izdihamlar,içinde yolcular varken tutuşan arabalar, kontrolden çıkan metrobüsler, yolcular tarafından itilen otobüsler ve günün her saati kilit olan trafik, İstanbul’da yaşamayı işkence haline getirdi!
Genel kanaatim şu: İstanbul sahipsiz bir şehir!
İstanbul’un en temel sorunlarını bırakın çözmeyi, takip edecek bir başkanı yok! “Var” ama yok!
Genel fotoğrafa bakınca insanın aklına...