Kapadokya peribacalarında birkaç kat yükselmiş bir kaçak inşaat yıkılmaya başlandı. Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğraf ve bu fotoğrafın çok kısa sürede milyonlarca insana ulaşarak tepki oluşturması bürokrasiyi harekete geçirdi. İmar iznine bakılmaksızın tabii çevreye uygun olmayan söz konusu bina ve benzer binaların yıkımına başlandı. İleride, bölge ile ilgili imar planlarının değişmesine neden olacak bir ders olur umarım bu durum…
Giderek daha etkin hale gelen sivil refleksin toplumun meselelerini sahiplenerek inisiyatif alması gayet güzel.
Bu tabloyu görünce şunu düşünmeden edemiyorum…
Aynı kararlılık, aynı özgüven ve ortak hareket etme bilinci ile popüler kültürün zararlı ürünlerine karşı da tepki göstersek…
Örneğin, ekranın efendileri haline gelen şiddet ve tecavüz konusunda…
Ki, artık TRT dizilerinde bile şiddetin en albenilisi sunuluyor seyirciye… Mafyatik bir karakteri yaldızlamayan veya bir vesile ile elini kana bulayan karakterler olmadan tutunabilen dizi yok neredeyse. Pek çok dizide dramın temelini ya bir tecavüz vakası ya da bir gayrı meşru ilişki oluşturuyor. Bu durum, binlerce yılda oluşmuş peri bacalarının yanına dikilen beton bina kadar tuhaf, saldırgan ve yıkıcı aslında. O bina nasıl bir çevresel felaketin habercisi ise popüler kültür ürünlerinde bolca kullanılan söz konusu temalar da benzer felaketlerin habercisi…