Gündüzü geçtik ama hiç değilse hava karardığında yaşadığınız şehrin sessiz ve sakin olmasını bekliyorsunuz… İnsan dinlenmek için buna ihtiyaç duyuyor. Fakat özellikle İstanbul, hava karardığında daha gürültülü ve tekinsiz bir yere dönüşüyor. Gelin de dinlenin!
Çığırından çıkmış bir durum var mesela. Eskiden insanımızda varolduğunu düşündüğüm, çevreyi rahatsız etmemek için ölçülü bir tonda konuşma hassasiyeti, bugün yitirilmiş görünüyor.
Çarşıda, parkta tesadüf ettiğim topluluklara bu yüzden, özellikle dikkat ederek bakıyorum. Bazıları, sanki şehir terkedilmiş de sadece kendileri kalmış gibi rahatsız edici ve kontrolsüzler. Yüksek sesle konuşuyorlar, aile var mı diye bakmadan küfrediyorlar, kimi zaman içiyorlar ve verdikleri rahatsızlıktan dolayı zerre rahatsızlık duymuyor görünüyorlar. Sizin sinirleriniz bozulurken onlar kahkaha ile gülüyorlar.
Bunların yanına, hava kararınca ortaya çıkan, amortisörleri bilerek alçaltılmış, sokaklarda ağır ağır ilerleyen, gece yarısı bile yüksek sesle berbat rap ya da arabesk şarkılar dinleyen araçlar katılıyor. Adam adeta düğün salonuyla beraber dolaşıyor. Kaçacak yeriniz yok, ya yaz günü kapınızı pencerenizi kapatıp...