“Allah dostlarından birisi şöyle diyor: “Melekler, insanın iyi iş tutmaya niyet ettiğini, güzel kokusunu duyarak anlarlar.”
Çocukluğumda, korkarak gittiğim camide başımı şefkatle göğsüne bastıran imamın ten kokusunu hiç unutamıyorum; Cennet kokusu dedikleri zaman burnuma hep o koku gelir.
Bir ayakkabı boyacısı çocuğun, usulca ve yanık bir sesle, “Amca,
boyayalım.” temennisine “peki” dedikten sonra, sevinçle fırçalarına
sarılarak ayakkabımı boyamaya başladığında, ona;
“Okula gidiyor musun?” diye sordum.
“Evet, dördüncü sınıfa gidiyorum.” dedi.
Üstü başı hiç iyi değildi; fakat cazgır bir çocuğa da benzemiyordu.
Erken olgunlaşmış bir hali vardı. Sormaya devam ettim:
“Annen baban var mı?”
“Annem var, babam yok!”
Yetimdi. İçimde ılık bir rüzgâr esmeye başladı. Tamam dedim; bu
çocuğa sevinecek olduğu bir ücret vermeye niyet ettim. Tam o esnada
ne oldu biliyor musunuz? Çocuk, ayakkabımın üzerinde gezinen
fırçasını durdurdu, utangaç fakat gülümseyen bir yüzle, gözlerini
gözlerime dikerek:
“Amca” dedi, “Ne...