Son yazımızda “Magazin Postmodern Büyüdür “başlığıyla magazin dünyasının oturduğu zemini deşifre etmeye çalışmıştık. Kitleler hangi nedenlerle magazinin peşine düşer, magazinin köpürttüğü dedikodunun gıybetle olan akrabalığı nasıldır gibi konulara değinmiştik. İlaveten de “Önümüzdeki yazıda magazinin sebep olduğu ekonomik döngüden bahsedeceğiz.” demiştik.
Biz böyle söyledikten bir gün sonra Özdil, Sözcü’nün magazin vebasına her gün verdiği devasa desteğe tek kelime etmeden, Fatih Terim’in skandal kavgasından yola çıkarak Çeşme gerçeklerini anlatan bir yazı yazdı.
Hani şu Sözcü’nün de dahil olduğu magazin basınında hemen her gün şezlong güzelleri, havuz başı ünlüleri, sahil şöhretleriyle boy gösteren Çeşmeyle ilgili. Sözcü yazarlarının da müdavimi olduğu Çeşme’yle ilgili…
40 bin kişinin yaşadığı Çeşme’ye bağlı sadece Alaçatı mahallesinde yazın bir milyon insan yaşadığını söylüyor yazıda. 45 günlük sezonda dükkan kiralarının “200 bin” liraya çıktığını, restoran ve otoparkların resmen mafyavari tekniklerle işletildiğini hatta kalaşnikoflarla çatışmalar çıktığını anlatıyor.
Vandallaşmanın, görgüsüzlüğün, şezlong kiralamaya kadar vardığını; rant savaşlarının yaşandığını; restoranlarda fahiş fiyat üzerinden “İstanbullulara giydirme” yarışı yapıldığını; bahşiş terörü estirildiğini vurguluyor.
Ancak, “Bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir.”i doğrularcasına başka bir şey daha söylüyor Özdil ve zaten onu yazımıza konuk eden de bu… “Avantacı köşe yazarı sorunu var Alaçatı’nın… Restorandan, bardan, otelden avantayı alıyorlar; göklere çıkarıyorlar…Bunların methettiği 10 mekandan 9’u seneye yok!”