Edildiği söylenen hakaretin hukuki karşılığının bu kadar ağır
olup olmadığını bilmiyorum. Bir yığın benzer örnek gözümüzün önünde
cereyan etti. Kimler kimlere ne kadar ağır hakaretlerde bulundular.
Bana kalırsa, zorlamadığınız sürece buradan böyle bir “hukuki”
sonuç çıkmaz!
Yine bana kalırsa, bu karar “bir merkezden” alınmış gibi duruyor.
Fakat bu merkezin iktidar olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bu akla,
mantığa aykırı duruyor. Siyasi kariyerini kendi elleriyle bitirecek
kadar politik meziyetten yoksun bir figürü, tam da siyaseten iflas
ettiği, işleri eline yüzüne bulaştırdığı anda neden politik yasaklı
hale getirip kahramanlaştırasınız? Neden ona uğraşsa bile elde
edemeyeceği bir “mağduriyet” hikayesi armağan edesiniz ki?
Kararın arkasındaki güç, Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanlığı
yarışında ekarte etmek isteyen, muhalefet içinden bir hizip
olabilir. Böyle düşünmek için haklı nedenler var. Daha 3 Aralık’ta,
Kılıçdaroğlu’nun uluslararası danışmanlarla birlikte adaylığını
zımnen açıkladığı programı konuşuyorduk. İngiltere’ye gitmiş,
finans çevrelerinden “olur” almış, danışmanlarını “Vizyon Belgesi”
programında kamuoyuna tanıtmıştı.
Sadece 10 gün sonra işler...