“Stüdyoların oyunculara verdikleri para, yerleri süpürenlere verilenlerle aynı olsaydı, yerleri süpürmeyi tercih ederdim.” (Marlon Brando)
TV yıldızlarının parıltıları izleyicide, çocukluklarından beri ayrıcalık taşıdıklarına dair bir kanaat uyandırır. Dizi de oynarken, paparazzilere yakalanırken veya şarkı söylerken o kadar göz alıcıdırlar ki (!) bu durum ancak muhteşem bir çocukluğun, sevgi yumağı bir ailenin sonucu olmalıdır diye düşünür izleyici. Fakat durum hiç de sanıldığı gibi değildir.
Şimdi ismini saymayacağımız belki yüzlerce şöhrete ait hayat hikayesi, bu durumun tam aksini ispatlar. Ekranlarda sonsuz bir kudrete, eşsiz bir güzelliğe sahipmiş gibi gösterilen şöhretler genellikle yaralayıcı bir çocukluğun ürünüdürler.
Aralarında babasının annesini elleriyle öldürdüğünü izleyenler de vardır uyandığında annesinin intihar etmiş olduğunu görenler de…Kimi tacize uğramıştır çok küçükken, kimi yabancılara terkedilmiştir.