Bilindiği üzere CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisinin içinde olduğu koalisyon, PKK ve FETÖ ile bağlantılı insanlara meclis üyesi listelerinde yer vermekle suçlanıyordu. Tüm mitinglerde bu suçlamalar dillendiriliyor muhalefetin PKK’nın ve FETÖ’nün argümanlarıyla siyaset yaptığı söyleniyordu. Bunu gözler önüne sermek için de geçtiğimiz günlerde sosyal medyaya devletin bazı kişilerle ilgili tuttuğu raporlar servis edildi.
Raporlar PKK- KCK ile irtibatlı kişilerin bilgilerinden oluşuyor. İçlerinde en küçük maddi yardımdan örgütte ideolojik eğitim almaya kadar irili ufaklı yığınla ayrıntı mevcut… Takibin detaylı yapıldığı açık. Raporları incelerken aklıma takılan bir kaç soruyu ve birkaç öneriyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
1) Eğer listede sayılıp dökülen bilgilerin her biri, hukuken örgütle bağlantılı olma suçu oluşması için yeterli ise, adalet bakanlığı bu kişilere meclis üyesi olmaları için nasıl temiz adli sicil belgesi verdi?
2) Şuan neden bu kişilerle ilgili gerekli yasal işlemler yapılmıyor da seçime girmeleri bekleniyor?
3) Hukuken suçlu oldukları halde yine de sicillerinin temiz olduğuna dair resmi belge alabilmişlerse, devlet yetkililerinin de örgüte yardımdan ya da görev ihmalinden yargılanmaları gerekmez mi?
4) Raporlar seçim maratonunun ilk günlerinde değil de neden son günlerinde ortaya çıkarıldılar?