14 Mayıs seçim sonuçları üzerine uzunca düşünmek gerekiyor. Tarihimizin en gergin, en çekişmeli fakat buna karşın en sorunsuz, olgun seçimini yaşadık.
Seçim üzerine çok şey söylenebilir. Fakat başta şunu söylemek gerekiyor; AK Parti seçmeni bürokratik jakobenizm ve militan laiklik gibi saçmalıklar olmadan da bir modernleşmenin pekâlâ olabileceğini AK Parti iktidarında gördü. Bu yüzden eski cumhuriyet felsefesini, alışkanlıklarını tüm aparatlarıyla birlikte raftaki yerine kaldırdı.
Bu seçimin en büyük kaybedeni öncelikle anket şirketleri, muhalif siyaset bilimciler ve köşe yazarları oldu. Kılıçdaroğlu gibi defalarca yenilmiş bir figürü koca bir muhalefetin ihtiyaç duyduğu kişi gibi pazarladılar. Her gün ayrı bir “faziletini, meziyetini” sayıp döktüler. Kalp işaretleri gibi çocuksulukları ön plana çıkararak adayın liyakatsizliğini, güven vermek konusundaki açmazlarını kamufle etmeye çalıştılar.
Halkı sadece çarşı ve pazardaki pahalılığa bakmaya, Türkiye’nin önünü açacak makro ölçekli işleri göz ardı etmeye ikna etmeye çalıştılar. İllegal operasyonları, hedefler konusunda PKK ile yakınlaşmayı iktidar düşmanlığını körükleyerek görünmez kılmaya çalıştılar....