Bugünün eğlence kültürü içinde toplumun ahlaki kabullerini yerle bir eden öyle aşırı şeyler yapılıyor ki, insanlar haklı olarak tepki gösteriyorlar. Fakat bu işleri yapanlar, kendilerini savunurken yaptıklarının “sanat” olduğunu söyleyerek kendilerine dokunulmaz bir alan oluşturuyorlar. Yapılan “sanat” olunca her türlü gayri ahlaki şey, hatta teröristlerin sırtını sıvazlamak bile makul ve meşru hale geliyor onlara göre. İnsanlar buna da tepki gösteriyorlar. Fakat sırf tepki gösterdikleri için sanattan anlamayan, cahil, bağnaz, gerici ilan ediliyorlar “sanat” çevrelerince.
Haklı olabilirler mi? Sanat adı altında sahnede soyunmak,
kendini cinsel objeye dönüştürmek, bedenini insanların gözüne
sokmak, küfürle mizah yapmak da dahil ne yapılırsa yapılsın, paşa
paşa saygı duymak mı zorundayız? Sanat, toplumun dokunmaması
gereken bir zırh mı? Sanat her şeyi aklayan bir iksir mi? Nedir
Sanat?
Bu meseleye farklı bir açıdan bakmak için işin erbabına başvurmanın
doğru olacağını düşündüm. Bu yüzden L. Tolstoy’un “Sanat Nedir?”
sorusuna verdiği uzun ve ufuk açıcı cevabı içeren kitaptan birkaç
alıntı yapacağım. Aktüel tartışmalara bir de bu gözle bakmak, iyi
olacak...