Cumhurbaşkanı Erdoğan ENSAR Vakfı Genel Kurul’unda yaptığı konuşmada, açık yüreklilikle bir özeleştiride bulundu.
“Ülkemizin geçtiğimiz 14 yılda yaşadığı dönüşümün en zayıf halkalarını eğitim ve kültür oluşturuyor. Bu konuda fevkalade müteessirim.”
Son derece kritik bu özeleştirinin Cumhurbaşkanı tarafından yapılması çok önemli. Cumhurbaşkanı bu ifadeyle, yıllardır fısıltılarla konuşulan ama ciddiye alınmayan gerçekleri, en yüksek perdeden dillendirmiş oldu.
Şu unutulmamalı ki, toplumların tarihinde iz bırakmış bütün iktidarlar, öncelikle kültür iktidarıydılar.
Cumhuriyet dönemini düşünün…
Devrimlerin merkezini eğitim ve kültür politikaları oluşturdu. Bugün söz konusu alanlarda hala Kemalizm’in iktidar olması kimseyi şaşırtmasın.
Lenin dönemi Sovyetleri de “Halk eğitim ve kültürünü en yüksek düzeye çıkarma işini, önceliklerin en başına almıştı.” Nitekim bir süre sonra ayakkabısından kasketine, okuma alışkanlığından yeme adabına kadar Lenin mamulü bir tip ortaya çıktı.
Tarihin sayfalarını süsleyen tüm iktidarlar kaçınılmaz olarak kendi kültürlerini var ettiler.
Görkemli yollarla birlikte muhteşem kütüphaneler de inşa ettiler….
Muazzam meydanlar yaptıkları kadar büyük düşünürlerde yetiştirdiler.
Mısır Çarşısıyla Nabi aynı dönemin iki ayrı yüzüydüler…
Almanya’daki görkemli Brandenburg Kapısıyla Goethe, çağdaştılar…
Bu tarihi bir zorunluluktu…
Aksi halde varlıklarını sürdürmeleri mümkün olmayacaktı.
Osmanlı yöneticileri kendi kültür iklimlerinin Anadolu’ya nüfuzu konusunda titizlikle hareket etmemiş ve karşı cereyanlara set çekmemiş olsalardı safevi-şii propagandasının Anadolu’yu parçalaması an meselesi olacaktı.
*****
İktidarın kitle kültürüne müdahalesi, günümüz algısında özgürlüklerle (!) çelişiyor gibi görünebilir. Ancak boş bırakılan alanları bugünkü gibi küresel kültür-sanat çetelerininistila ettiğini göz önünde bulundurduğunuzda konunun önemi daha iyi anlaşılır.
Dolayısıyla savunma, kültürde başlar. Bu, ideali olan iktidarların hayat-memat meselesidir… Kültür mevziisi boş bırakıldığında bozgun, kaçınılmaz hale gelir.
Cumhurbaşkanımızın 14 yıldan sonra “Eğitim ve Kültür’ün icraatlar içindeki en zayıf kısım” olduğu yolundaki itirafı hazin ama gerçektir.
Bir iktidar düşünün…