Beşiktaş’ın maçından önce alınan feci sonuçlar; Braga mücadelesine yönelik umutlarımızı daha baştan sıfırlamıştı. Türk futbolu, 70’li ve 80’li yılların o kara günlerine yeniden dönmüştü sanki...
Maçın başlarında golü erken yiyince, yeni bir hayal kırıklığının derin hüznüne gömüldük. Neyse ki; Boyd’un rakip savunmayı yere yatırarak attığı güzel gol; bir ara durumun o kadar da vahim olmadığını müjdeler gibiydi. Çabuk yanıldık.
İkinci gol ve kırmızı kart derken; yeniden çaresizlikle yüzyüze kaldık.
Aslında, ilk golü yiyene kadar da; açıkçası pek parlak durumda değildik. Ayağımızdaki topları; pas veremeden, çalım atamadan hatta çalım atmaya teşebbüs bile edemeden rakibe kaptırıyorduk. Durum zaten pek parlak değildi.
***