Milli Takım ilk golü yediğinde, ortada şöyle bir garip durum vardı... O ana kadar, İzlanda’ya karşı topa sahip olma oranında 65’e 35 gibi büyük bir farkla öndeydik. Ama ne yazık ki; bu fark bizi rakip kale önüne taşımada etkili/yardımcı/faydalı değildi. Kendi yarı sahamızda ve kendi aramızda, anlamsız ve amaçsız top çevirmelerle vakit geçiriyorduk. Top bizde ama, oynayan onllardı.
Orta ve uzun mesafeli pas ya da ortaların neredeyse tamamı, rakibe gidiyordu. Ya da onlar daha önce davranıp topa sahip oluyorlardı. Top kayıplarımız çok fazlaydı. Bu yüzden oyun kuramıyorduk. Uzun süre, kendi yarı sahamızdan çıkamaz olduk. Yediğimiz goller ikilendi.
***
Nerede Fransa karşısındaki oyunumuz, nerede İzlanda karşısındaki çaresizliğimiz... Erken gelen gollerle, büyük fark yemekten korkar hale geldik.