Oyun, “Beşiktaş’ın kaybedecek vakti yok” havasını veren bir hareketlilikle başladı. Ev sahibi; mücadelenin her dakikasını değerlendirmek isteyen hırsı/temposu/arzusu ile, maçı domine eden taraftı. G.Saray, bu baskı karşısında, önceleri sinen/ürken/endişe duyan bir takımdan çok; pusuya yatmış ve rakibinin boş anını, hatasını, uygun fırsatı kollayan takım görünümündeydi. Bu nedenledir ki; topa sahip olma oranının bir ara yüzde 70’e 30 gibi çok açık farka ulaşması bile, Beşiktaş karşısında ezik duruma düşmesinin ifadesi değildi. Rodrigues’in 22. dakikada yakaladığı ve kaçırdığı büyük pozisyon; G.Saray’ın stratejisini sembolleştiren bir an oldu.
Beşiktaş o ana kadar çok baskılıydı ama; G.Saray’ın yakaladığı bu pozisyon gibi etkin ana, asla sahip olamamıştı. Yani Sarı-Kırmızılılar’a; “Korkuyor” de