Ağır sakatlıklar ve ağır cezalarla başı fena halde dertte olan Galatasaray; bu olumsuz gelişmeye rağmen, konumunun yolaçması gereken çaresizliği içinde değildi. Ama Galatasaray imajının gerektirdiği ağırlık/dinamizm/etki gücü seviyesinde de değildi. Evet, zaman zaman parladığı anlar oldu ama; bunlar saman alevi gibi kısa kaldı.
Koca ilk yarıda; baskı ve etki gücü yüksek sadece iki atakla sınırlı kaldılar. Oysa Konya, aynı süre içerisinde onlardan daha fazla ve daha etkin pozisyon üretebildi. Hatta bir keresinde; yüzde yüz gollük bir fırsat, Muslera’nın müthiş refleksine ve becerisine takıldı... G.Saray’ın, böylesine gol şansı yüksek bir atağı olmadı.
Üstüne üstlük; Muslera’nın büyük bir hatayla kale önünde kaptırdığı bir top, şansıyla bertaraf edildi. Gol olsaydı, büyük bir fiyasko olurdu... Anlayaca