Beşiktaş’a müjdeli haber gibi gelen G.Saray yenilgisi; Osmanlı maçına o gazla girmesine neden oldu. Hakemin başlama düdüğü ile birlikte; hevesli, iştahlı, inatçı ve baskılıydı.
Ama Quaresma’nın ya rakibe giden ya da çok yükseklerden auta giden çok ama verimsiz ortaları; takımın havanrda su dövmesine benziyordu. Kaleyi bulan şöyle adam gibi, hedefe yönelik, isabet oranı yüksek şutları pek yoktu. Evet... Osmanlı kale önünde her zaman ve her koşulda mutlaka fırtınalar kopuyor, ama devrilen ağaç olmuyordu. Maç böyle baskılı ama üretmsiz geçerken, Babel duruma el koydu... Bu kafa işidir dedi, kafayı çaktı. Göğüs kabartan göğsüyle, ikinci golü de attı. Böylece koparılan fırtına; yalnız ağaçları devirmekle kalmadı, Osmanlı takımını da yıktı.
Yani kurulan onca baskının, sonund