Maçın özellikle ilk 15 dakikası; Başakşehir’in oyunu sahiplenişi, rakibi baskı altına alışı, kendine güveni, pozisyon üretme zenginliği çok üst düzeydeydi. Rakip bu süre içinde, kendi yarı alanından bile çıkamadı. Kaptan Emre de, neredeyse orta yuvarlaktan ve civarından hiç ayrılmadan; durduğu yerden adrese teslim olağanüstü paslar gönderiyor, takımını harika yönlendiriyordu. Zamanında Platini ya da Zidane neyse, o ustaların havasını taşıyordu. Keyfimiz yerindeydi.
Ama ilk 15 dakika tamamlandığında, ütünün fişi prizden çekilmiş gibi; Başakşehir aniden oyundan soğudu... Muhtemelen, “Biz bu takımı hamakta şekerleme yaparken bile yeneriz” kanısına vardığı için, maçı oluruna/akışına/kaderine terkettiler. Yoksa durup dururken mücadeleyi niye bıraksınlar.
O ana kadar “Ensesine vur lokmasını al” konu