Nitekim 14 Temmuz günü İstanbul’daki Vahdettin Köşkü’nde medya
temsilcileriyle bir araya gelen, anayasanın 104. maddesi gereği
Cumhuriyetin ve milletin bütünlüğünü temsille yükümlü olan
Cumhurbaşkanı, politikalarına istenen övgüyü düzmeyen, Türkiye’nin
en dinamik, en üretici, en aydınlık kesiminin sözcüleri olan basın
yayın organlarını, özenle davet dışında tutuyordu.
Bunun nedeni ise onların, 15 Temmuz olayını yandaş medya gibi
okumamalarıydı.
Akim kalan 15 Temmuz girişimini doğru okumaya çalışınca görülenler
şunlardır:
Devletin erkini ele geçirenlerle işbirliği içinde, devletin her
yerine sızmış olan, amaçlarını ve niteliklerini herkesin iyi
bildiği bir örgütün, herkesin malumu olan, yalnızca kesin zamanı
kestirilemeyen darbe girişimi olan 15 Temmuz, her ikisi de milleti
ümmete dönüştürmek amacında olan iki güç arasındaki iktidar
kavgasının sonucudur.