Yüzüncü yılında, 19 Mayıs’ın anlamı etraflıca
irdelenmeliydi.
Büyük çoğunluk ve de kuruluş kurtuluş olayını tarihi çerçevesinden
soyutlayarak yalnızca bir dâhinin azmine dayayanlar, Ulusal
Kurtuluş Savaşı’nı anlatmaya 19 Mayıs 1919’dan başlarlar.
Oysa, kurtuluş sürecini muştulayan işgale karşı koyan yerel
kongreler, 19 Mayıs 1919’dan daha önce Anadolu’nun dört bir yanında
toplanmaya başlamıştı. Daha Mondoros Mütarekesi’nin hemen ertesinde
Kasım 1918’de toplanan Kars Şurası’nda kongre heyeti, ulusların
kendi kaderlerini tayin hakkından esinlenerek, Japon imparatoruna
gönderdiği bir iletide, “Asya Asyalılarındır” ilkesi gereği,
ülkemizin işgaline karşı çıkanların desteklemesi isteminde
bulunuyordu.
Mustafa Kemal, Alev Coşkun’un
mutlaka okunması gereken, “Samsun’dan Önce Bilinmeyen Altı Ay” adlı
yapıtında etraflıca anlattığı İstanbul’daki hazırlık döneminde
Anadolu’nun sonra da Trakya’nın dört bir yanında, çoban ateşleri
gibi parlamaya başlayan, yerel kongrelerin önemini gayet iyi
kavramıştı.