Başlıktaki tümceyi söylediğimde, dostum çok şaşırdı, itiraz etti
ve aramızda şu konuşma geçti:
- Ne bulunması yahu, baksana AKP ile CHP arasındaki görüşmeler
sonuçsuz kaldı.
Sonra hızını alamayıp ekledi:
- Zaten yüzde 60’lık blok da değerlendirilemedi.
- Yüzde 60’lık blok hiçbir zaman var olmadı. O bir
hüsnükuruntuydu.
- Nasıl?
- Nasıl olacak, herhangi bir ortak noktası olmayan üç benzemezden
blok mu olurmuş?
Ama seçmen onu oldurdu işte. Onlara dedi ki,
siz Tayyip’in tek adam iktidarına son
verin!
- Sen öyle sanıyorsun. Senin yüzde 60’lık blokla eşit tabanda
tavanda birbirine yakın iki partinin oluşturduğu daha mütecanis
başka bir blok var.
- Hangisi o?
- Hangisi olacak, AKP-MHP bloku! O blok aralarında koalisyonu
oluşturdu bile. Yani sen olmayacak da AKP-CHP koalisyonuna amin
derken aranan koalisyon bulunmuştu bile.
***
- Onlar, bir araya gelemezler, biri şeriatçı, biri
şoven.
- Sen öyle san! Her ikisinin de tabanında kavramlar o kadar
karışmış ki, gereğinde şoven şeriatçılığı, şeriatçı şovenizmi
yadırganmadan kullanabiliyor.
- Ama!
- Aması maması yok! Senin yüzde 60’lık blokunun birbirleriyle ortak
noktası yok.
- Nasıl yani?
- AKP ile MHP’nin ne ortak noktası var? Demokrasinin asgari
müştereğinde bile buluşamıyorlar. HDP ile MHP ise iki karşıt
şovenizmin etkisinde, onların da aralarında demokratik bir asgari
müşterek yok.
- Peki, AKP-MHP’nin ortak noktaları?
- İkisinin de demokratik kaygıları yok. İkisi de HDP’yi can düşmanı
görüyorlar.
- Ama kampanya
sırasında, Devlet Bahçeli yolsuzluklar
konusunda sert konuştu.
- Konuşur ona bakma sen! Onun eylemi ile söylemi arasında
tutarlılık kaygısı yok.
- Ama!..