Olayı aziz dostum, Prof. Dr. Süheyl
Batum, Sayın Hüsamettin
Cindoruk’tan dinlediğini söylemişti de önce
kulaklarıma inanamayıp, bir kez daha tekrar ettirmiştim.
Sağ siyasetçiler içinde, hukukçu kimliğinin de yardımıyla hukuk
devleti ve demokrasi kavramını özümsemiş ender kişilerden biri olan
Hüsamettin Cindoruk, öğrencilik yıllarında DP’nin gençlik
kollarında siyaset yaparken yaşadıklarını anlatırken bir gün şunu
söylemiş:
- O zamanlar biz İnönü’nün, asker kaçağı olduğunu
söylerdik ve de inanırlardı. Düşünebiliyor musunuz, adam hem paşa,
hem Garp Cephesi komutanı, hem de asker kaçağı!
Olay son zamanlarda sıkça rastlanan abesle iştigal furyasının da
yeni olmadığını gösteriyor.
“Vurun İsmet Paşa!”ya narası, sağın yıllardan beri
süregelen geleneksel sloganıdır.
Betimlenen İsmet Paşa ile, Cumhuriyet’in, aydınlanma devrimlerinin
önde gelen iki kişisinden biri olan, adını Kurtuluş Savaşı’ndaki
zaferlerinden alan, Lozan Kahramanı, çok partili yaşama geçişin
öncüsü İsmet İnönü arasında uzaktan yakından bir benzerlik
yoktur.
*** Olmayıverse de zaten ne çıkar
ki?..
Gerçekte saldırının asıl hedefi İsmet Paşa olmanın ötesinde,
Mustafa Kemal Atatürk ve laik
Cumhuriyetin ilkeleri, kazanımları ve demokrasinin
kurumlarıdır.
Hesaplaşılmak istenen, laikliktir.
Saldırının asıl hedefi devrimciliktir.
Yıkılmak istenen bağımsızlıkçı, özgür, sorgulayan kafa
yapısıdır.
Karalanmak istenen aydınlanmacı düşüncedir.