Cumhuriyet dünkü manşetinde, Avrupa Parlamentosu ile ABD’nin Türkiye ile ilgili raporlarında dile getirilen eleştirilere yer veriyor ve ülkemizin Batı’dan kopmakta olduğunu belirtiyordu. Ne gariptir ki, asıl amacının Türkiye’yi Batı ittifakından koparmak olduğu bugün artık herkesçe kabul edilen Erdoğan iktidarı, 21. yüzyıla girerken emperyalizmin yalnızca Ortadoğu’yla sınırlı kalmayıp bütün dünya ile ilgili vizyonuna, uyum sağlaması amacıyla, ABD’deki neo-con, Yahudi lobisi ve CIA sacayağının ortaklaşa dizayn ettikleri bir modeldir. Modelin başta çok başarılı olduğu sanılmış, yıldızı Tayyip Bey uluslararası bir “örnek” olarak parlatılmıştır. Tayyip Erdoğan’ın yıldızı olduğu, “ılımlı İslam” modeli dört temel esas üzerine bina edilmişti. Özde kapitalist sistemle bağdaşma, onun gereği olan demokrasinin ana ilke ve kurumlarını, çoğulculuğu dışlamakla birlikte, kabul etme, ABD’nin evrensel emellerine ayak uydurma, zaman içinde ters tepen bir silah haline geldiği anlaşılmış olan radikal İslamı reddetme ve onunla savaşta kendine düşen işlevi yerine getirme, bunların doğal sonucu olarak, BOP’ta üzerine düşen rolü başarıyla oynama. Necmettin Erbakan’ın İslamcı geleneğinden gelirken bir yerde “Milli Görüş” gömleğini çıkardığını söyleyerek, CIA’nın ve pek aklı evvel Atlantik ötesi teorisyenlerinin yıllardır çatısını çatmaya uğraştıkları modelin aktörlüğüne adaylığını açıklıyorlardı Tayyip Bey ve takımı.