Saldırgan sivillere, yargı muafiyeti getiren 696 sayılı KHK çok
tartışıldı.
İktidar kanadı, başta Adalet Bakanı olmak üzere, düzenlemenin 15
Temmuz darbesiyle sınırlı olduğunu söylerken metinde yer alan “ve
devamı niteliğindeki” ibaresi konusunda herhangi bir açıklama
getirememektedir.
Burada öncelikle bir noktayı vurgulamakta yarar görürüm: Düzenleme
yalnızca 15 Temmuz darbesiyle sınırlı da olsa evrensel hukuk (AKP
hukuku değil) açısından yine de sakıncalıdır. Bir kimseye ceza
maddelerinin uygulanıp uygulanmayacağı ancak yargı kararına
bağlıdır. Yasamanın yerine yürütmenin kaim olmasıyla yapılan KHK
düzenlemeleri yargının yerine de kaim olamaz.
Tabii bu söylediklerimiz, evrensel hukuk kurallarının uygulandığı
ülkeler için geçerli.
Ama olayın bu yönü bir yana bırakılıyor ve tartışma 696 sayılı
KHK’nin bir defaya mahsus olup olmadığı noktasında
yoğunlaşıyor.
Bu konudaki tartışmaya iktidar kanadından katılanlar içinde, en
değerli katkı da AKP’nin anayasa “uzmanı” Prof. Dr.
Burhan Kuzu’dan geldi.
*** Eskilerin “ismiyle müsemma” diye
adlandırdıkları durumun tam tersine adındaki “kuzu”dan ziyade
“kurt”u çağrıştıran Burhan Kuzu, çoğu iktidar mensubunun aksine,
696 saylı KHK için içten ve açık şu tweet’i atmış:
“İşin özeti şu: 15 Temmuz benzeri bir darbe veya terör saldırısı
YENİDEN GERÇEKLEŞİRSE bu ihanete müdahale edecek vatandaşımız
kanuni olarak koruma altına alınacak...”
Ne var ki Burhan Kuzu, ilk kez eğip bükmeden gerçeği dosdoğru,
apaçık söylemişken AKP yönetiminin talimatı üzerine tweet’ini
değiştirmiş.